- ISM hizmet endeksi Eylül’de 52’den 50’ye gerileyerek son 6 ayın en sert düşüşünü kaydetti; beklenti 51,7 idi.
- Yeni siparişler sert daralırken, fiyat endeksi yükseldi; bu tablo “zayıflayan talep ama kalıcı enflasyon” riskine işaret ediyor.
- Veriler, Fed’in faiz indirimi takvimini karmaşık hale getirirken, piyasalarda kısa vadede oynaklığı artırabilir.
ABD ekonomisinin en büyük bileşenini oluşturan hizmet sektörü, Eylül ayında soğuma sinyali verdi. ISM tarafından açıklanan hizmet endeksi, Ağustos’ta 52 olan seviyesinden 50’ye geriledi. Bu, Mayıs’tan bu yana en sert düşüş olarak kayda geçti ve ekonomistlerin 51,7’lik beklentisinin oldukça altında geldi. Endeksin 50 eşiğine kadar inmesi, sektörün büyüme ile durgunluk arasındaki sınır çizgisine dayandığını gösteriyor.
Detaylara bakıldığında tablo daha karmaşık hale geliyor. Yeni siparişler endeksi 5,6 puan düşerek 50,4’e indi; bu, talep cephesinde ciddi bir yavaşlamaya işaret ediyor. Buna karşılık fiyat endeksi 69,4’e çıkarak enflasyonist baskıların devam ettiğini ortaya koydu. Yani işletmeler girdi maliyetlerini daha yüksek hissetmeye devam ederken, talep tarafında belirgin bir yumuşama söz konusu.
İstihdam tarafında ise endeks 47,2’ye yükselerek hafif toparlanma gösterdi. Ancak halen 50’nin altında kalması, hizmet sektöründe istihdamın zayıf seyrettiğini teyit ediyor.
Bu veriler yatırımcı açısından iki yönlü okunabilir. Bir yanda, hizmet sektöründeki soğuma ABD ekonomisinin yavaşlama patikasına girdiğini düşündürüyor. Diğer yanda, yüksek kalan fiyat endeksi Fed’in enflasyonla mücadelesinde zafer ilan etmesini zorlaştırıyor. Yani, “faiz indirimi için zemin oluşuyor mu?” sorusuna net bir yanıt verilemiyor.
Fed’in karar süreci açısından tablo karışık: Zayıf talep ve sınırda büyüme verileri gevşeme ihtimalini destekliyor, fakat fiyat baskılarının güçlü kalması, erken bir indirimin enflasyonu yeniden alevlendirebileceği endişesini canlı tutuyor. Bu nedenle önümüzdeki aylarda açıklanacak istihdam, çekirdek enflasyon ve perakende satış verileri, Fed’in Aralık ve 2026 başı politikasını belirlemede kritik rol oynayacak.
Piyasalar açısından bu veriler, kısa vadeli oynaklık riskini artırıyor. Tahvil faizlerinde düşüş beklentisi kuvvetlenebilir, ancak enflasyon baskısının sürmesi doların yeniden güçlenmesine yol açabilir. Hisse senetlerinde ise defansif sektörlere yönelim artabilir.
Sonuç olarak, ISM hizmet endeksindeki sert düşüş ABD ekonomisinin soğuma sürecine girdiğini gösterirken, fiyat endeksinin yüksekliği Fed’in manevra alanını daraltıyor. Bu da yatırımcı için “karışık sinyal” ortamı demek: Ne gevşeme tamamen fiyatlanabilir, ne de enflasyon riski göz ardı edilebilir.