ABD ve Rusya arasında 2022’den bu yana ilk kez gerçekleştirilen resmi görüşmeler, dört saatten uzun süren müzakerelerle sona erdi. ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio ve Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Suudi Arabistan’da bir araya gelerek Ukrayna’daki savaşın sonlandırılmasına yönelik diplomatik süreci başlatma amacıyla temaslarda bulundu.
Bu, iki ülkenin üst düzey yetkilileri arasında Ocak 2022’den bu yana gerçekleştirilen ilk doğrudan toplantı olarak dikkat çekerken, görüşmenin ABD Başkanı Donald Trump’ın geçen hafta Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile yaptığı telefon görüşmesinin ardından gelmesi küresel barış girişimleri açısından kritik bir adım olarak değerlendirildi.
ABD ve Rusya Müzakereleri Başlatıyor, Ancak Belirsizlikler Sürüyor
ABD heyetinde Özel Temsilci Steve Witkoff ve Ulusal Güvenlik Danışmanı Mike Waltz, Rusya tarafında ise Kremlin Danışmanı Yury Ushakov ve Rusya’nın egemen varlık fonu başkanı Kirill Dmitriev yer aldı. Ushakov, görüşmeler sonrasında Ukrayna konusunda ayrı müzakere ekiplerinin temaslara “zamanı geldiğinde” başlayacağını belirtti.
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tammy Bruce, toplantının ardından yaptığı açıklamada, “Bir telefon görüşmesi ve bir toplantı kalıcı bir barışın sağlanması için yeterli değil, ancak önemli bir ilk adım atıldı” ifadelerini kullandı.
Kremlin Sözcüsü Dmitry Peskov, toplantının Rusya-ABD ilişkilerini yeniden şekillendirme ve Ukrayna konusunda potansiyel barış müzakerelerine hazırlık niteliğinde olduğunu belirtti. Putin’in “gerekli görülmesi halinde” Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy ile görüşmeye hazır olduğunu, ancak Zelenskiy’nin yasal yetkisinin tartışmalı hale geldiğini öne sürdü.
Rusya, Ukrayna’daki savaş durumu nedeniyle ertelenen seçimleri gerekçe göstererek Zelenskiy’nin meşruiyetini sorgularken, Kiev yönetimi ise savaş ortamında seçim yapmanın mümkün olmadığını savunuyor.
Avrupa ve Ukrayna Görüşmelere Dahil Edilmedi

Riyad’daki görüşmelere ne Ukrayna ne de Avrupa ülkeleri dahil edildi. Kiev yönetimi, kendi çıkarlarına aykırı bir barış anlaşmasını kabul etmeyeceğini vurgularken, Avrupa liderleri de sürecin dışında kalmaktan rahatsızlık duyduklarını dile getirdi.
Hafta başında Paris’te acil durum toplantısı düzenleyen Avrupa ülkeleri, savunma harcamalarının artırılması konusunda mutabakata varsa da, Ukrayna’ya barış gücü gönderme konusunda anlaşmaya varamadı. İngiltere, ABD’nin destek vermesi halinde Ukrayna’ya barış gücü göndermeye hazır olduğunu açıklarken, Danimarka ve Fransa bu fikre sıcak baktı. Ancak Almanya ve Polonya gibi Ukrayna’nın en büyük destekçileri temkinli bir tavır sergiledi. Almanya Başbakanı Olaf Scholz, barış gücü önerisini “erken ve uygun olmayan bir adım” olarak nitelendirdi.
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, görüşmelerin ardından yaptığı açıklamada, Avrupa, ABD ve Ukrayna’nın birlikte hareket etmesi gerektiğini belirterek, “Rusya saldırganlığını sonlandırmalı ve Ukrayna’nın güvenliği garanti altına alınmalı. Aksi takdirde bu ateşkes, Minsk Anlaşmaları gibi başarısızlığa uğrayabilir” dedi.
ABD ve Rusya arasında başlayan müzakerelerin somut sonuçlar üretip üretemeyeceği, Avrupa’nın sürece nasıl dahil edileceği ve Ukrayna’nın taleplerinin dikkate alınıp alınmayacağı ilerleyen dönemde netleşecek. Barış için atılan bu ilk adım, küresel dengeler açısından kritik bir süreç başlatmış durumda.