ABD bankacılık sektörü, 2024’ün dördüncü çeyreğinde gerçekleşmemiş menkul kıymet zararlarının 482,4 milyar dolara ulaşmasıyla ciddi bir bilanço baskısıyla karşı karşıya. Bu rakam, bir önceki çeyreğe göre %32,5’lik bir artışı temsil ediyor ve son yılların en yüksek seviyesine işaret ediyor.

Federal Mevduat Sigorta Kurumu (FDIC) tarafından yayımlanan verilere göre, bu zararlar hem satılmaya hazır (AFS) hem de vadesine kadar elde tutulacak (HTM) menkul kıymet portföylerinde yoğunlaşıyor. Uzun vadeli faiz oranlarındaki artış, özellikle 10 yıllık Hazine tahvilleri ve 30 yıllık mortgage oranlarının yükselmesi, bu menkul kıymetlerin piyasa değerini düşürerek zararların artmasına neden oldu.
Bankacılık Sektöründe Kârlar Artarken Riskler Büyüyor
Aynı dönemde ABD bankaları, faiz oranlarındaki düşüşün etkisiyle net faiz gelirlerinde 3,8 milyar dolarlık artış yaşadı ve toplam çeyreklik kâr 66,8 milyar dolara yükseldi. Bu, bir önceki çeyreğe göre %2,3’lük bir artış anlamına geliyor. Yıllık bazda ise sektörün toplam kârı 268,2 milyar dolara çıkarak %5,6 oranında artış gösterdi .
Ancak, gerçekleşmemiş zararların büyüklüğü, bankaların sermaye yeterliliği ve likidite pozisyonları üzerinde baskı oluşturuyor. Bu durum, özellikle mevduat sahiplerinin güvenini sarsarak potansiyel likidite krizlerine yol açabilir. FDIC, bu riskleri azaltmak amacıyla “sorunlu bankalar” listesine ilişkin raporlama yöntemini değiştirerek, artık bu bankaların toplam varlıklarını açıklamama kararı aldı. Bu adım, büyük bankaların listeye eklenmesi durumunda oluşabilecek panik riskini azaltmayı hedefliyor.
Sektördeki Genel Görünüm
FDIC verilerine göre, 2024’ün sonunda “sorunlu bankalar” listesinde 66 banka yer aldı; bu sayı, bir önceki çeyreğe göre iki banka azaldı. Ayrıca, çeyreklik bazda yurtiçi mevduatlar %1,2 artarken, sigortasız mevduatlar %3 artışla 218,5 milyar dolara ulaştı.
Gerçekleşmemiş zararların artışı, bankaların kısa vadeli kârlılığına rağmen, sektördeki kırılganlıkları ve potansiyel sistemik riskleri gözler önüne seriyor. Bu durum, düzenleyici kurumların ve yatırımcıların dikkatle izlemesi gereken bir gelişme olarak öne çıkıyor.