● American Federation of Government Employees (AFGE), federal hükümetin dört haftadır devam eden kapanmasını “önlenebilir bir kriz” olarak tanımlayıp kongreye derhal “temiz bir” geçici finansman kararnamesi çıkarma çağrısı yaptı.
● Sendika, 800 binden fazla federal ve Washington D.C. çalışanını temsil ediyor ve kapanmanın yaklaşık 670.000 çalışanı izne çıkarmış, diğer 730.000’i ise maaşsız çalışmaya zorlanmış durumda olduğunu belirtiyor.
● AFGE Başkanı Everett Kelley: “Hiçbir oyun, hiçbir yarı önlem yok — bugün her federal çalışanı görevine iade edin ve tam maaşla çalıştırın.” diyerek siyasi liderlere baskıyı artırdı.
Kongre, 2026 mali yılı için gerekli bütçe tasarılarını ve geçici finansman kararlarını henüz geçiremedi. Bu durum, 1 Ekim 2025’te başlayan kapanmanın sebebi oldu. AFGE’nin çağrısı, sadece çalışanlar için değil, hizmetlerin sürdürülebilirliği ve hükümet sistemine olan güven açısından da kritik bir sinyal taşıyor.
Kapanmanın gölgesi altında, federal çalışanların çoğu maaş alamıyor; ekipman siparişleri iptal ediliyor, bazı hizmetler aksıyor. AFGE, bu durumun “fonksiyonel devlet yapısına zarar verdiğini” vurguluyor. Ayrıca sendika, hükümetin kapanmasını yalnızca bütçe blokajı olarak değil, aynı zamanda genişleyerek hizmetlerin aksaması, çalışanların ekonomik baskıya maruz kalması şeklinde “kurumsal kriz” olarak değerlendiriyor.
AFGE’nin çağrısı, Cumhuriyetçi ve Demokrat kongre üyeleri arasında yeni bir baskı hattı açtı. Özellikle Senato’da bazı Demokratların bu çağrı üzerinden “temiz bütçe” seçeneğini yeniden değerlendirme ihtimali doğdu. Ancak tüm parti blokları henüz uzlaşmadı, zira sağlık sigortası sübvansiyonları gibi özel konular hâlâ kapanma gölgesinde.
Bu durumda, çalışanların maaşsız kalması ve hizmet kesintileri ekonomik büyümeyi ve güveni zedeleyebilir; kamu maliyesi açısından risk artıyor. Bu arada sendikanın pozisyonu, hükümet kapanmasını yalnızca “takvimsel bütçe açığı” olarak görmek yerine “kamu ve çalışan güvenliği” açısından kırılma noktası olarak konumlandırıyor.
BS Ekonomi yorumu: AFGE’nin “temiz finansman kararnamesi çıkarsın” çağrısı, hükümet kapanmasının sınırlarını aşıp “yönetişim sorunu” hâline gelmeye başladığını gösteriyor. Çalışanların ve hizmet kullanıcılarının zarar görmesi, sadece kısa vadeli bir mali sorun değil, sistemsel bir sarsıntı riski barındırıyor. Bu nedenle kapanmanın uzun sürmesi halinde, kamunun güveni, iş gücü verimliliği ve ekonomik aktivite üzerinde negatif domino etkileri görülebilir. Türkiye gibi ekonomiler açısından da bu durum bir gösterge olabilir: Gelişmiş ülkelerde kamusal finansman darboğazları ve yönetim krizleri, küresel piyasalarda risk priminin artmasına, sermaye akımlarının yeniden yön değiştirmesine neden olabilir. Bu bağlamda takip edilmesi gereken başlık: kapanmanın piyasalara etkisi, kıdemli çalışanların finansal güvenliği ve kamu hizmetlerindeki aksaklıkların makro etkisi.






