
• Epstein dosyası 2026 seçimlerine giderken Trump’ın en zayıf halkasına dönüştü.
• Sızıntılar Cumhuriyetçi safları bozuyor, “teflon” imajdaki ilk ciddi çatlaklar görünür hâle geliyor.
• Beyaz Saray’ın bastırma girişimleri etkisi ters tepiyor; skandal gündemi ele geçiriyor.
Başkan Donald Trump, ABD tarihinin en uzun hükümet kapanışını kendi şartlarıyla bitirmenin siyasi avantajını kullanmaya hazırlanırken, Washington aynı anda başka bir hikâyeyle sarsıldı: Jeffrey Epstein dosyası. Temsilciler Meclisi’nde Demokratlar tarafından yayımlanan yeni e-postalar, Trump’ın itibarı yerle bir olmuş finansçıyla olan geçmiş ilişkilerini yeniden alevlendirdi ve başkanın seçim kampanyasının tam ortasında can sıkıcı bir kırılganlık yarattı.
Beyaz Saray bu hamleyi hızla “siyasi bir uydurma” olarak reddetti ancak e-postalar, Trump’ın en güçlü olduğu alanda—taban konsolidasyonu ve mesaj disiplini—ani bir ritim bozukluğuna neden oldu. Epstein hikâyesi, yıllardır Trump’ın etrafında dolaşan ama bir türlü kaybolmayan türden bir gölge. Şimdi ise 2026 ara seçimleri yaklaşırken gerçek bir siyasi riske dönüşüyor.
Sorun yalnızca Demokratların saldırıları değil. Cumhuriyetçi Parti’nin çekirdeğinde ilk kez görünür kırılmalar var. Trump’a en sadık isimlerden ikisi—Lauren Boebert ve Nancy Mace—Epstein dosyalarının tamamen açıklanmasını isteyen dilekçeden imzalarını çekmeyi reddetti. Oval Ofis’in ağır baskısına rağmen geri adım atmayan bu isimler, parti içi disiplinin artık “teorik” bir kavramdan ibaret olduğuna işaret ediyor.
Trump bu çıkışı, her zamanki gibi, agresif bir savunmayla karşılamayı tercih etti. Uzun süre sessiz kaldıktan sonra Air Force One’da gazetecilere, “Epstein sahtekârlığı konuşuldukça bizim başarılarımız konuşulmuyor” diyerek çıkıştı. Ardından Adalet Bakanlığı’na, Epstein’ın JPMorgan ve bazı Demokrat figürlerle bağlantılarının soruşturulması çağrısında bulundu.
Fakat bu hamleler, skandalın haber döngüsünü ele geçirmesini durdurmuyor. Sızıntılar yayıldıkça Trump’ın tabanında bile şüphe sesleri yükseliyor. Reuters/Ipsos anketine göre Cumhuriyetçilerin %90 Trump’ın başkanlığını onaylarken, Epstein dosyasındaki tutumunu yalnızca %40’ı destekliyor. Parti içindeki bu asimetri, “teflon başkan” imajının ilk kez gerçekten sınandığını gösteriyor.
Analistler, Epstein hikâyesinin alışılmadık derecede dayanıklı bir skandal olduğunda hemfikir. Beyaz Saray’ın bastırma girişimleri—dosyaları yayımlamama, gündemi başka yöne çekme, medya suçlamaları—etkinin tam tersini yaratıyor. Konu her bastırıldığında daha geniş bir yankıyla geri dönüyor.
Washington’daki izlenim net: Epstein dosyası, Trump’ın seçim stratejisinin üzerine çöken bir sis bulutu gibi. Gölgede bıraktığı her başlık, GOP içinde daha fazla huzursuzluk yaratıyor. Trump’ın siyasi kabiliyeti genellikle krizleri kontrol etme üzerine kuruludur; fakat bu kez hikâye, Beyaz Saray’ın kontrol edemediği bir hızla büyüyor.
Ve asıl soru giderek daha yüksek sesle soruluyor:
2026 kampanyası yaklaşırken bu skandal, Trump’ın “yenilmezlik mitini” ilk kez gerçek anlamda kırabilir mi?
