- Ahmed al-Sharaa, 1967’den bu yana ilk kez bir Suriye lideri olarak BM Genel Kurulu’na katıldı ve bu ziyareti diplomatik geri dönüş sinyali olarak yorumlanıyor.
- Sharaa, Washington’a yaptığı çağrıda ABD’nin “Caesar Act” yaptırımlarını resmen kaldırmasını talep etti ve mevcut rejimlerle bu yaptırımların halkı vurduğunu savundu.
- Diplomatik manevrada Washington temasları dikkat çekiyor: Dışişleri Bakanı Marco Rubio ile bir araya geldi.
Suriye Diplomasisinde Dönüm Noktası
Ahmed al-Sharaa’nın New York ziyareti, Suriye’nin diplomatik sahnedeki dönüşümünün sembolik bir ifadesi olarak öne çıkıyor. 1967’den bu yana BM Genel Kurulu’na katılan ilk Suriye lideri olarak öne çıkan Sharaa, uzun süredir izole edilen ülkesinin yeniden etki kazanma arzusu içinde olduğunun sinyalini verdi. Bu katılım, Suriye’nin “yönetim değişikliği sonrası” döneme geçişinde diplomatik normalleşme hedefinin bir parçası olarak algılanıyor.
Sharaa’nın konuşmaları arasında en dikkat çekeni, ABD’ye uygulanmakta olan “Caesar Act” yaptırımlarının kaldırılması çağrısı oldu. 2019 tarihli bu yasa, Suriye’ye yönelik yaptırım rejiminin omurgasını oluşturuyor. Sharaa, bu yaptırımların eski rejim elemanlarına değil, sıradan Suriyelilerin yaşamını zorlaştırdığını savunuyor. Mayıs ayında Trump yönetiminin bazı yaptırımları kaldırdığına dair adımlar atılmış olsa da Caesar Act hâlâ yürürlükte ve Kongre onayı gerektiriyor.
Ziyaretin diplomatik tarafında önemli görüşmeler de yer aldı. ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio ile gerçekleşen temaslar çerçevesinde Suriye ve ABD arasındaki öncelikli gündemler kısmî olarak paylaşıldı. Rubio, bu görüşmede ABD’nin Suriye’ye yönelik tutumunu vurgularken, Sharaa da temasların “diyalog kapısını aralama” çabası olduğuna dair mesajlar verdi. Ayrıca Sharaa, New York’ta düzenlenen Concordia Zirvesi’nde eski ABD generali David Petraeus ile bir araya geldi; bu görüşme dikkat çekici oldu, çünkü Petraeus, ABD’nin Orta Doğu stratejisinde geçmişte aktif rol oynamış bir isim.
Elşara’nın New York temasları, Suriye’nin dış politikasında yeni rota arayışlarının somut tezahürleri olarak yorumlanabilir. Ülkenin yıllardır süren iç savaş ve diplomatik izolasyonu, “yönetim değişikliği sonrası” yeni sayfa açma ihtiyacını beraberinde getiriyor. Görüşmelerin içeriği henüz tam açıklanmasa da, ABD-Suriye ilişkilerinde gerginliklerin azaltılması, bölgede güvenlik paktları ve İsrail ile olası çatışma hatlarının yeni dengelenmesi tartışmaları bu ziyaretle birlikte daha görünür hâle geldi.