- ABD’nin ulusal borcu 36,2 trilyon dolara ulaştı – tarihsel olarak en yüksek seviye.
- Artışın ivmesi üstel hale geldi; pandemi sonrası dönemden itibaren her yıl trilyonlarca dolarlık sıçramalar yaşanıyor.
- Borç sürdürülebilirlik sorunu büyüyor; yüksek faiz ortamı borç servis maliyetini daha da ağırlaştırıyor.

Grafik, ABD’nin yıllara göre ulusal borç seviyesini başkanlık dönemlerine göre ayırarak gösteriyor. Veriler ABD Hazine Bakanlığı’ndan alınmış ve 6 Haziran 2025 itibarıyla toplam borç 36,2 trilyon dolar seviyesine ulaşmış durumda.
1. Tarihsel Seyir
- 1977–1980 (Jimmy Carter) döneminde borç çok düşük, 1 trilyon doların altında.
- 1980’ler (Ronald Reagan) ile birlikte borçlanma hızla artmaya başlıyor. Reagan dönemi özellikle “vergi indirimleri + savunma harcamaları” ile borç trendini yukarıya taşıdı.
- 1990’lar (George H.W. Bush & Bill Clinton) döneminde artış daha yavaşladı. Clinton döneminin sonunda bütçe fazlası verilmişti, bu da borç artış hızını frenledi.
2. 2000 Sonrası Büyük Sıçrama
- George W. Bush (2001–2008): 11 Eylül saldırıları, Afganistan & Irak savaşları ve vergi kesintileri borcun artışını hızlandırdı.
- Barack Obama (2009–2016): 2008 küresel finansal kriz sonrası teşvik paketleri ve sosyal harcamalar nedeniyle borç artışı ivmelendi.
- Donald Trump (2017–2020, 2025–…): Vergi indirimleri ve harcama politikaları borcu yukarı taşıdı. Özellikle pandemi dönemindeki teşvik paketleri büyük sıçramaya yol açtı.
- Joe Biden (2021–2024): Pandemi sonrası toparlanma, altyapı yatırımları, sosyal harcamalar ve faiz yükü nedeniyle borç artışı hız kesmedi.
3. 2025 İtibarıyla Rekor
- 2025’te ABD borcu 36 trilyon dolar seviyesini aştı. Bu rakam, ABD GSYH’sinin yaklaşık %130’una denk geliyor (GSYH ~28 trilyon $ kabul edilirse).
- Artışın ivmesi artık doğrusal değil, üstel (exponential) eğri halinde. Özellikle 2020 sonrasında her yıl birkaç trilyon dolarlık artışlar dikkat çekiyor.
- En büyük sorun, sadece bütçe açığı değil, aynı zamanda faiz yükünün borç stokunu daha da büyütmesi. Yüksek faiz ortamı borç servis maliyetini hızla yukarı çekiyor.
✅ Sonuç: Bu tablo, ABD’nin küresel rezerv para olma avantajıyla hâlâ borçlanabildiğini gösteriyor; ancak trend sürdürülebilir değil.






