BS Ekonomi Bağımsız Medyasını Destekleyin
Eğer abone iseniz giriş yapınız.
Donald Trump göreve geldiğinden bu yana geçen birkaç ay içinde, Amerika hükümetinde dramatik bir dönüşüm sürecini başlattı. Ticaret düzenlemelerini, göç sistemini, iş gücünü ve dış politikayı büyük ölçüde başkanlık kararnameleriyle yeniden şekillendirmeye çalıştı. Aynı zamanda, kürsü gücünü (ve Adalet Bakanlığı’nı) kullanarak üniversitelere, hukuk camiasına, basına ve çeşitli iş dünyası aktörlerine saldırdı. Amerikalılar, genel olarak, onun bu eylemlerine olumsuz bakıyor.
Anketlerin tutulmaya başlandığı dönemden beri çoğu başkan, görev sürelerine pozitif net onay oranlarıyla (görev performansını onaylayanların oranı ile onaylamayanların oranı arasındaki fark) başladı. Trump’ın her iki döneminde ise kamuoyu neredeyse eşit şekilde bölünmüş haldeydi. Her iki durumda da net onay oranları hızla negatife döndü. Bu kez Amerikalılar yalnızca enflasyon ve ekonomi gibi günlük yaşamı etkileyen konulardaki performansından hayal kırıklığına uğramış değil. Aynı zamanda göç ve suç gibi Trump’ın cazibesinin merkezinde olan konulardaki yaklaşımını da beğenmiyorlar. 2028’de yeniden aday olamayacak olsa da, sıradan Amerikalıların görüşleri ve öncelikleri onun ikinci dönemini şekillendirecek ve sınırlayacak.